Haber7.com yazarı Taha Dağlı bugünkü köşe yazısında, İstanbul’daki Suudi Konsolosluğu’na girdikten sonra kendisinden haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kaybolması ile ilgili dikkat çeken bir ayrıntıyı kaleme aldı.
Cemal Kaşıkçı Suudi Arabistan’da istenmeyen bir isimdi. Bunun sebebi ise Trump’ı eleştirmesiydi.
HER ŞEY TRUMP’I ELEŞTİRDİĞİ GÜN BAŞLADI
Donald Trump 8 Kasım 2016’daki ABD Başkanlık seçimini kazanmıştı.
2 gün sonrasında Cemal Kaşıkçı Washington Enstitüsündeki bir programa katıldı.
Konu Trump dönemiydi.
Kaşıkçı söz aldığında Suudi Arabistan yönetiminin Trump’a dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
O güne kadar Suudi yönetimi Obama’dan pek de memnun değildi.
Özellikle 2015’te İran’la yapılan nükleer anlaşmaya Suudilerin tepkisi vardı.
Trump ise nükleer anlaşmanın iptalini vaat ediyor, Ortadoğu’da Suudi Arabistan’la daha güçlü ilişkiler mesajı veriyordu.
Cemal Kaşıkçı Trump’ın politikalarının Suudi Arabistan’ın hayrına olmayacağı görüşündeydi.
O gün o toplantıda “Suudi Arabistan Trump’la rahat yüzü görmez” demişti.
Kaşıkçı o sözlerinin başına dert olduğunu aylar sonra anladı.
Suudi Arabistan yönetiminde Trump’ın kontrolüne giren kesim Kaşıkçı’yı dışlamıştı.
Oysa Cemal Kaşıkçı 2016’ya kadar Suudi Arabistan yönetimine muhalif falan değildi.
Aslında o tarihten sonra da Kral Selman’a yönelik sert muhalefette bulunmadı.
Ülkesinin çıkarlarını gözeten yorumlar yapıyor, Trump’ı işaret ederek, “kimsenin etkisine girmeyelim” mesajı veriyordu.
KARA LİSTEDE OLDUĞUNU BİLİYORDU
Kaşıkçı Trump’ı eleştirdikten sonra ülkesinde istenmeyen adam olduğunu öğrenince kendi isteğiyle ABD’ye yerleşti. 28 Mart 2017’de El Cezire’de yayınlanan bir programda ülkesine dönerse sonunun idam edilen Essam Al-Zamil veya Salman Al-Odah gibi olacağından endişe ettiğini söyledi.
Yani Cemal Kaşıkçı kendisinin kara listede olduğunu biliyordu.
Trump’ın sık sık tepki gösterdiği gazetelerden biri olan Washington Post’ta Trump karşıtı görüşler paylaşan Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’daki Trump yanlılarının hedefi olduğu açık seçik ortadaydı.
KAŞIKÇI İSTİHBARAT SIRLARINA VAKIF BİR İSİMDİ
Bunun bir sebebi de Kaçıkçı’nın gazeteci, televizyoncu kimliğinin yanı sıra bir dönem Suudi Arabistan İstihbarat Başkanı Turki Faysal el Suud’un danışmanlığını da yapmış olmasıydı.
Kaşıkçı Riyad yönetiminin istihbarat sırlarına vakıf olan bir isimdi.
Bu durumun Trump’la birlikte farklı politikalara yelken açan veliaht prens Muhammed bin Selman’ın pek de hoşuna gitmediği biliniyordu.
TRUMP’LA BİRLİKTE BU İSİMLER DE İZLENMELİ
Kaşıkçı meselesinde Trump’la ilgili ciddi detaylar var. Elbette Trump’la arası çok iyi olan Muhammed bin Selman’ın da bu dosyada ismi geçiyor.
Listede bunların dışında iki isim daha var.
Onların da mercek altında tutulması Kaşıkçı olayındaki gizemin çözülmesinde yardımcı olacaktır.
Bunlardan biri Muhammed Bin Selman’ı Trump’la yakınlaştıran BAE veliaht prensi Muhammed bin Zayed, diğeri de Zayed’in en yakın dostlarından biri olan Trump’ın damadı Jareed Kushner.
Daha önce Katar krizi, Hariri krizi, rakip prenslere yönelik göz altılar gibi operasyonlarda Trump’la birlikte damadı Kushner, Muhammed Bin Selman’la birlikte de BAE veliaht prensi Muhammed bin Zayed’in başrollerde olduklarını unutmayalım.
Katar, Lübnan, prenslere yönelik gözaltılar gibi ABD menşeili operasyonlara tepki gösteren bir isim olan Cemal Kaşıkçı ortadan kaldırılıyorsa, o krizleri yöneten bu dört isme mutlaka odaklanmakta fayda var.
Yorum Yazın