Ali Karahasanoğlu'nun köşe yazısı
Çin’de tehlikesi devam ediyor. Ama Türkiye için koronavirüs tehlikesi, en azından şu anlık yok..
Tedbirler alındı..
Kontroller yapılıyor..
Koronavirüs tamam da..
Meltemonavirüs ne alemde?
O da ne demeyiniz..
Sadece kış aylarında değil..
Yaz-kış demeden sağlığımızı tehdit eden bir virüs.
İnsanların inançlarına saldıran..
Onları sürekli tehdit altında tutan bir virüs.
Tam “kayboldu” dediğiniz anda bile, birden bire ortaya çıkıp, en şirret şekilde karşımıza çıkabilen bir virüs.
Bu virüsün girdiği şekilleri eski tecrübemize dayalı olarak bildiğimiz için, uyarı vazifemizi yapmıştık..
Ama bazı muhafazakârlar da..
Hatta, dindar geçinen bazı partilerin yönetimi de..
“Ne yapabilir ki? Artık bu virüsün tehditi ortadan kalktı.. İnsanları korkutmayın. İnsanları korkutma üzerinden kendinize rant devşirmeye kalkmayın..” dediler..
Meltemonavirüs’ünü önemsiz gibi gösterip, ona destek verdiler..
Şimdi tehditin ciddiyetini bir suç duyurusu ile birlikte öğrenmiş olduk.
Aslında olay, ağustos ayında yaşanmış..
Mağdur başörtülü bayanlara, “Bugüne kadar nerede idiniz? Küçük küçük menfaatler uğruna, bu virüsün tehditini niye gizlediniz” diye ayrıca bir hesap soracağım ama..
Bu arada, virüs kendisini aradan sıyıracak..
Onun için biz, önceliğimizi Meltemonavirüsüne verelim..
Göreve atanması sırasındaki haberler şöyle idi:
“İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yeşim Meltem Şişli’yi İBB Genel Sekreter Yardımcılığına atayarak 1984 yılından beri ‘Büyükşehir’ unvanını kullanan İstanbul Belediyesinde bir ilke imza atmış oldu. Şişli, İBB’nin ilk kadın genel sekreter yardımcısı oldu.”
Ne büyük bir iş?
Ehildir, değildir bakmadan..
Bir göreve bir kadını getirirsiniz..
“İlk’e imza atmış” olursunuz..
Soran, sorgulayan yok..
“Seçim öncesinde verilen fotoğraflarda, mutlaka başörtülü bir kadını yanınıza alıp, görünüyordunuz. Şimdi belediyenin üst yönetimine kadınları atıyorsunuz ama. Ne hikmetse, seçim öncesindeki başörtülüler, şimdi ortalıkta yok!”
Aslında başörtülü bayanları atamalarına da razı olabilirdik.
Başörtülülere düşmanlık etmeseler..
Ama 40 yıllık Kani, olur mu Yani?
40 yıllık Kani bile, Yani olmaz ise..
96 yıllık din karşıtı CHP, olur mu dine hoşgörülü bir parti..
Mümkün değil..
Nitekim..
Bazı aklı havada dindarların da destek vererek seçtirdiği Ekrem İmamoğlu, “Yıllar sonra ilk defa göreceksiniz, genel sekreter yardımcıları kadınlar olacak. Daire başkanları ve müdürler keza aynı…Biz cinsiyet eşitliğine de yürekten inanan bir ekibiz!” sözleri ile göreve getirdiği Yeşim Meltem Şişli, daha koltuğa oturduğunun birinci ayında..
Kani’liğini yapmış..
Başörtülü bayanlara, gayri ahlaki saygısızca ifadelerde bulunmuş.
“Akşamları itfaiyecilerle buluşturma” mı dersiniz..
“Başörtü taktıkları için ter kokma” mı dersiniz..
CHP’nin artık eski CHP olmadığını iddia eden, Saadet Partililere bu gerçeği hatırlatıp, rezaletin ortaya çıkması sonrasındaki sessizliğe geçelim..
Bizim mahallede, bir kardeşimiz yanlış anlamaya müsait küçük bir yanlışlığa imza mı attı?
“Tuz da benden olsun” diye ortalığa dökülen mahallelilerimizin aksine..
Bakın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli’ye, üçüncü gün oldu, mahallesinden bir tanesi, “Ayıp ettin Meltem” dedi mi?
İki kişi, üç kişi demiyorum..
Bir kişi çıkıp da, “Bu ne terbiyesizlik” dedi mi?
“Terbiyesizlik” eleştirisini bırakın..
“Meltem, bir açıklama yapmalısın. Konuyu izah etmelisin.. Suskunlukla bir yere varamazsın” diyen bir tane CHP’li çıktı mı?
Bakın CHP’li kadın milletvekillerine..
Hepsi suspus..
Bakın kadın derneklerine..
Meltem Şişli göreve getirildiğinde, “devrim gibi atama” diye övgüler düzen laikçi kuruluşlara..
Bir tanesinden açıklama duyabiliyor musunuz?
Tarihte ilk defa genel sekreter yardımcılığına bir kadının oturmasından büyük gurur duyanların, o genel sekreter yardımcısı kadının hemcinslerine yaptığı hakaretler hakkında bir itirazda bulunan var mı?
Diyeceksiniz ki, “Solculardan itiraz edeni niye arıyorsun ki.. Milletvekili seçiminde açıktan ittifak yapan.. Sonrasında büyükşehir belediye seçiminde de gizliden ittifak yapan Saadet Partililer de, küçücük bir itiraz dillendirmiyor.. Saadet Partililerin itiraz etmediği ahlaksızlığa, CHP’liler niye itiraz etsin, Ali bey!”
Doğru söze, ne diyebilirim ki..
Evet, AK Parti zina ile ilgili düzenlemede (tek sorumlu değil ama) yanlış yaptı.. Aile konusunda yanlış yaptı. Kadına şiddet konusunda, her şeyi aynı çuvala doldurup, yanlış yaptı..
Ama..
AK Parti’ye bu açılardan itiraz edip, bu yanlışların tamamını ölümüne destekleyen CHP ile dirsek teması kurmak da..
SP’nin, tarihsel olarak ölüm fermanı olsa gerek..
Onlar belki zararsız diyebilirler..
Biz uyaralım, Meltemonavirüs’ü, dindarlığın düşmanıdır.
Yorum Yazın