Koronavirüs salgınıyla bazı alışkanlıklarımızın değişmesi ve uygulanan tedbir kararları su tüketimini yüzde 15 seviyesinde arttırdı. Su tüketiminin artmasıyla İstanbul'daki barajlar son 10 yılın en düşük seviyesini yaşıyor.
İstanbul’un su ihtiyacının temin edildiği barajlar kuraklığın etkisiyle son 10 yılın en kötü ikinci dönemini geçirirken, Kovid-19 salgını da su tüketimini olumsuz etkiledi. Uzmanlara göre son özellikle son bir aylık dönemde megakent genelindeki su tüketiminde normal dönemlere göre yüzde 15’lik artış yaşanırken, kent genelindeki barajların doluluk oranı ise son 10 yıllık periyodun en düşük ikinci dönemi oldu. İstanbul barajlarında 6 Ağustos itibarıyla 480 milyon metreküp su kalırken, genel doluluk oranı ise yüzde 55’e geriledi.
Pabuçdere ve Kazandere barajları adeta kururken, Sazlıdere, Alibeyköy ve Büyükçekmece Barajlarındaki doluluk oranı da yüzde 30’un altına indi.
Yüzde 15’e çıktı
Devlet Su İşleri (DSİ) eski Daire Başkan Yardımcısı ve Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, Kovid-19 salgını nedeniyle su sarfiyatında ekstra yüzde 15 artış olduğunu belirterek, “Sokağa çıkma yasaklarının olduğu dönemde yüzde 8’lik ekstra artış varken, normalleşme döneminin ardından özellikle son bir aylık sürede bu oran yüzde 15’e çıktı. Kovid-19 salgını nedeniyle eskiye göre daha çok su tüketiyoruz” dedi. Haziran ayına kadar birçoğu kapalı veya yarı kapasite çalışan sanayi kuruluşlarının ile fazladan üretim için daha çok su tüketmeye başladıklarını dile getiren Yıldız, şöyle de devam etti:
“Sanayi tesislerindeki tüketim, normal dönemlerdeki tüketimden daha fazla. Bunun nedeni ise üretim açığını kapatmak için yapılan ekstra sarfiyat. Kovid-19 salgını ne zaman sona erecek, belli değil. İstanbul’daki yapılaşma ve nüfus artışına bağlı olarak su riski de artıyor. Önümüzdeki dönem kentte su yönetimi açısından sıkıntılar yaşayabilir. Melen projesi tam kapasite ile devreye girene kadar, İstanbul su riskli kent olmaya devam edecek.”
‘Sıkıntıya girer’
“Bir diğer risk de Kanal İstanbul’un hayata geçirilmesi. Proje hayata geçerse daha az suya sahip Avrupa yakasında yüzeysel ve yeraltı su temini sıkıntıya girer. Kent genelinde yazın buharlaşma kaybı da artıyor. İzmir ve Antalya da su riskli kentler arasında. Melen projesi tam kapasite ile hayata geçene kadar su seferberliği ilan edilmeli. Mutlaka bilinçlendirmede kampanyaları başlatılmalı. Bu tablonun 2021, 2022’ye sarkması durumunda çok açık söylüyorum, İstanbul susuz kalır.”
Yaz kurak geçiyor
Prof. Dr. Orhan Şen (İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü): “İstanbul’daki büyük barajlarda doluluk oranları, diğer küçük çaplı barajlara göre daha yüksek seviyede. Yaz dönemi kurak geçiyor. Sıcaklık ile birlikte buharlaşma artıyor. Öyle ki, yaz dönemi boyunca su toplama alanlarında yüzde 20 buharlaşma kayıpları ortaya çıkıyor. İstanbul ve Türkiye için konuşacak olursak, sıcaklık değerleri epey zamandır yüksek seyretti ve beraberinde buharlaşma artışı yaşanıyor. Türkiye’de, kentsel ve endüstriyel su kullanımı, sulama, hidrolik enerji ve çevresel, ekolojik akışlar, sulak alan ve akarsu ekosistemleri için gerekli olan su varlığı, önemli bir konu. İstanbul’da su hazneleri ve biriken suyun akılcı, dikkatli, etkili, verimli kullanımı gerekiyor. Su havzaları mutlaka korunmaya alınmalı.”
Yorum Yazın