Linci kim yapıyor; şehit yakınları mı, CHP mi?

Bir yumruk..

Yüz iftira..

Bin yalan..

İlk gün, “Kılıçdaroğlu’nu yere düşürüp tekmeleyerek linç ettiler” dediler.

Yere düşme görüntüsü yok..

Yalan..

“Olay için, köy dışından insanlar geldi, planlı bir saldırı düzenlendi” dediler..

Görüntülerde tek fiili saldırı olarak görünen yumruğu atan, o köyün insanı..

“Terörist” dediler..

Tek bir tabanca, tek bir yaralayıcı alet gösteremediler..

“Gösteri düzenleyenlerden birisi, bıçak gösterdi” dediler..

Bıçak göstereni gösteremediler..

“Saldırı öncesinde, göstericilere sopa dağıtıldı, elimizde görüntü var” dediler..

Görüntüleri gösteremediler.

Var olanları izledik.

Bir daha izledik..

“Gözümüzden kaçmıştır” dedik, bir daha, bir daha izledik..

Bir tane sopa göremedik..

Olayın üzerinden daha bir saat geçmeden, hatta Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezine bile daha gelmemiş iken..

Tweet atan, CHP Kırşehir Milletvekili Yıldırım Kaya’nın.. Eski TÖBDER’li sınıf öğretmeninin.. Kendi kendisine “bir kaburgasının kırıldığı” teşhisinde bulunduğunu gördük..

Ama kaburga kemiğinin kırıldığına dair bir filmi göremedik..

Raporunu göremedik..

Aynı gün ve ertesi günü, kırık kaburga kemiği ile 24 saatte 10 televizyon programında konuk olduğunu gördük.

Kaburgasını tuttuğunu göremedik..

“Linç” dediler..

“Bir yumruk” dışında görüntü veremediler..

“Organize eylem” dediler..

Fail olarak “şehit yakınları”nı gösterdiler..

“Sıradan, rutin bir protesto olarak görmemek gerekir” dediler..

Şehidin acısının önüne, “bir yumruğu” getirip koydular..

Hatta o “yumruğu”, şehidin canından daha ileride konuşlandırdılar..

Kılıçdaroğlu koruma altında iken, boş minibüse taş atan kadını gösterip, “Bu ne kin, bu ne nefret” dediler..

Ama, askerimize kurşun sıkanlar için “PKK sizi tükürüğü ile boğar” diyen sözde milletvekillerine tek söz edemediler..

O milletvekillerinin partisine oy verilmesini istediklerini..

Gazetelerinden, Bekir Çoşkun’ları ile, Emin Çölaşan’ları ile.. Yılmaz Özdil’leri ile..

“HDP’ye oy verilmesi çağrısı” yaptıklarını unutturmaya çalıştılar..

Siyasi tartışmalarda söylenilenleri, tek bir kişinin canına mal olan bir sonuç yaşanmadığı halde.. “Kin ve nefret ekme” olarak gösterdiler.. 

Ama 40 bin kişinin canına mal olacak söylemleri, hâlâ can almaya devam edenHDP söylemlerini, kınayamadılar.. 

“Kalleş yumruk” diyerek, yumruğu atanın yedi sülalesini ortaya dökmek istediler..

Ailedeki şehitleri görünce yan çizdiler..

Ama dört şehidimize kurşun sıkanları, iki satırla geçiştirip, üstünü örtmeye çalıştılar..

Protestoda bulunan köylülere, şehit yakınlarına “Alçaklar” diyerek hakaret ettiler..

Onların acısına bile saygı göstermediler..

“Meymenetsiz suratlı” diyerek insanlık dışı bir hakarette bulundular..

Kardeşini teröre şehit vermiş bir ağabey çıktı.. Yine utanmadılar..

“Yumruklu saldırı, kutuplaştırmanın sonucu” dediler..

Ama, “4 şehidimize sıkılan kurşunların, hangi cesaretlendirmelerin sonucu”olduğunu söylemediler..

60 yaşındaki, köyünden bir genci şehit vermiş insanın, “her yönü ile araştırılması için” emniyete, savcılığa tehditler savurdular..

Hiçbir şey bulamadılar, ama yüzlerinde küçücük bir kızarıklık bile oluşmadı..

“Emniyete haber verip gittik” dediler.. “Emniyet açıkladı: ‘Programı öğrenmek istiyoruz’ dediler.. Açıkladık ve ‘Katılacak mısınız’ diye sorduk. ‘Henüz belli değil’ diye cevaplandırdılar!” 

 Bir karşı cevap veremediler, yine suçladılar: “Gideceğimizden haberdardılar!”

Taner Yıldız’a yumruk atıldığında, “Yumruk terapisi” diye başlıklar atıldı.. Bizim mahalledekiler “Ne olmuş bir yumruk atılmış ise. Yumruk niye atıldı ona bakıp bir özeleştiri yapmamız gerekir” dediler..

Ama şimdi. Asla ve kat’a... Yumruğu yiyene, “Niye yumruk atıldı, bir özeleştiri yapar mısınız” demediler. Bu hatırlatmayı yapanlara hakaret ettiler..

Askere sıkılan kurşun ile..

Köylüsü şehit olanın, bir yumruğunu eşdeğer gördüler..

Teröristin heykelini dikmek isteyenlere, “Teröristin heykelini dikmek isteyenler de teröristtir” diyemediler..

Şehit vermiş çiftçiye “Terörist” dediler..

“Saldırgan ‘Zillet ittifakı’ söyleminden etkilenmiş” dediler..

“Despot-diktatör-zalim” söylemini görmezden geldiler..

“Nefret tohumu ekmenin sonucu” dediler..

“Teröristleri cesaretlendirmenin sonucunda askerlerimiz şehit edildi”diyemediler..

Silah bırakması için çözüm süreci başlatıldığında “PKK’lılara prim veriliyor”dediler..

PKK’lılar silahı ellerine tekrar aldığında haklarından gelinmesi için operasyon başlatıldığında, teröristlerin siyasi uzantıları ile birlik olup, “PYD terör örgütü mü? Türkiye’ye saldıracağını sanmıyorum” deyip, arka çıktılar.. “PKK”diyemediler.. “PYD” diyerek meşrulaştırmaya çalıştılar..

PKK’lı teröristlere yönelik operasyon yapılmasına karşı, “Savaş değil barış istiyoruz” diyenlere arka çıktılar..

Teröristlere operasyon yapılmamasını istediler..

Teröristler silah sıkıp, askeri vurduğunda, şehidin cenazesine gelip, kendilerini aklamak istediler..

Tarih tekerrür ediyor..

İbret almazsak..

Tekerrürün önüne geçemeyeceğiz..

Bugün yaşanılanlar taze iken, gerçekleri not etmez isek..

“Canım ne var, CHP Genel Başkanı’na bir saldırı olmamış mı? Olmuş.. Onlar da yorumluyor” diyerek..

Bin tane söylenilen yalanı, bin tane atılan iftirayı görmezden gelirsek..

Birkaç sene sonra yazılacak kitaplarda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, şehit yakınları tarafından değil..

 Şehit yakınlarına da saldıran, belki teröristler tarafından, belki de emniyet mensupları tarafından komaya sokulacak şekilde dövüldüğü yalanını göreceğiz..

Hatta belki..

Sığındığı evin ateşe verildiği, son anda yanarak ölmekten kurtulduğu iftirasını okuyacağız..

Herkes dürüst olsun..

Bir gerçeği, bin yalanla süslemeye kalkmasın..

İftira etmesin..

Taner Yıldız’a atılan yumruk, hiçbir haklı gerekçeye dayanmadığı halde “Şehid yakınının tepkisi” diye yorumlanırken..

Kemal Kılıçdaroğlu’na, HDP ile işbirliğinden dolayı gösterilen tepkiye, “Terör kaynaklı, organize saldırı” tanımını, kimse yapmasın..