
Kamuoyunda tepki çeken af tasarısı ile ilgili Akit’e konuşan hukukçular, millete karşı işlenmiş suçların affedilmesinin vicdanları yaralayacağı uyarısında bulundu.
Geçtiğimiz günlerde MHP tarafından meclis gündemine sunulan af teklifinin yasalaşırsa, tahliyelerden yararlanacak hükümlülerle ilgili şok bir veri ortaya çıktı. Kamuoyunda “Rahşan Affı” diye bilinen ve 22 Aralık 2000’de çıkan af ile serbest kalan 5 hükümlüden 1’inin 2 yıl içinde tekrar suç işleyerek cezaevine girdiği bildirildi. Affın çıkmasından sonra bir derece rahatlayan cezaevlerinin aradan bir yıl bile geçmeden yeniden dolmaya başladığı belirlendi. Aftan sonra tahliye olan kişilerce tekrarlanan suçlarının büyük bir bölümünü; gasp, hırsızlık ve uyuşturucu satıcılığı olduğu kaydedildi. Konu ile ilgili Akit’e konuşan hukukçular ise kişilere yönelik işlenen suçların affının cezaevlerini rahatlatmayacağını aksine toplum vicdanını yaralayacağını belirterek, 28 Şubatçıların ve FETÖ’cülerin işbirliğiyle tutuklanan inanç özgürlüğü mahkumlarına yönelik bir af çıkartılmasının toplumda karşılığının olacağını söylediler.
Cezaevleri geri dolmuş
MHP tarafından TBMM’nin gündemine sunulan af teklifi, daha önce de çıkarılan ve hüsranla sonuçlanan Rahşan affını hatırlattı. Akit, 22 Aralık 2000 tarihinde çıkartılan afla serbest kalan hükümlülerle ilgili şok bir istatistiğe ulaştı. Rahşan affı ile bir nebze olsun rahatlayan cezaevlerinin, 1 yıl içerisinde tekrar dolmaya başlaması, aflarla cezaevlerinin boşaltılmaya çalışılmasının beyhude bir çaba olduğunu gözler önüne serdi. Rahşan affından yaralanan her 5 kişiden biri, 2 yıl içinde tekrar suç işleyerek cezaevine girdiği belirlendi. Aftan sonra aynı kişiler tarafından; hırsızlık, gasp, ve uyuşturucu suçları işlendiği belirtildi... Aftan sonra 49 bin 512 olan cezaevindeki mahkum sayısının 2001 yılında 55 bin 609, 2002’de 59 bin 429, 2003 yılına gelindiğinde ise 64 bin 296’ya ulaştığı tespit edildi.
Kamu düzeni bozulur
MHP’nin af tasarısı ile ilgili Akit’e konuşan Avukat Ferhat Çakır, “28 Şubat mazlumları başta olmak üzere, FETÖ’nün mağduru olmuş kişileri yeniden yargılayalım. Bakın aftan bahsetmiyorum, yeniden yargılayalım diyorum. Bu yargılamanın önünü açmanın toplumun maşeri vicdanında da bir karşılığı olur” dedi. Affın kamu düzeninde rahatsızlığa sebebiyet vereceğini belirten Çakır, “Devletin kendisine karşı işlenen suçları af yetkisi vardır ama kişiye karşı işlenen suçlarda yoktur. Kişi kendisine karşı işlenen suçlarda ceza yetkisini devlete vermiştir. Eğer devlet, bu suçluyu affederse kamu düzenini zedelemiş olur” şeklinde konuştu. Cezaevlerindeki doluluk oranını af için gerekçe görmenin yeterli bir delil olmayacağını kaydeden Çakır, “Devlet yeni cezaevleri açar. Cezaevlerinde bir isyan ihtimali varsa, bunu en şiddetli şekilde cezalandıracağını ifade eder. Öbür türlüsü toplum vicdanını yaralar” ifadelerini kullandı.
Mazluma af çıksın
Avukat Ali Osman Bağırgan ise, affın toplumda huzursuzluk doğuracağını belirterek, “Birinin evini soymuş, gasp etmiş, uyuşturucu satarak çocuğunu zehirlemiş birinin af ile serbest bırakılması toplumu zedeler. Suçlunun afla salındığı bir yerde mağdurun dramı iyice katmerleşir” dedi. 28 Şubat mağdurlarının durumunu hatırlatan Bağırgan, “Yıllardan bu yana İslami dava mahkumlarına, af bile değil ‘yeniden yargılanma’ istiyoruz. Toplumda bunun bir karşılığı da var. Bu insanlar FETÖ’nün mağduru olmuş. Eğer bir af çıkacaksa yıllardan beri cezaevinde suçsuz yere yatan bu mazlumlara çıkmalıdır” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın