Sedat Peker'in köşe yazısı
Kıymetli dostlarım
AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin seçim ittifakıyla başlayan kardeşhane yaklaşımlarının gelecek günlerde çok daha samimi çok daha güçlü bir şekilde tüm dünyadaki Türklerin ve Müslümanların koruyucu hamiliğine dönüşecek bir yapıya evrileceğini hem dost hem de tüm düşmanlar görmektedir.
Ben sade bir vatandaş olarak şunu bilir şunu söylerim. Gelecekte dünyanın kaderine dahi yön verebilecek enerjiyi ve gücü taşıyan bu birlikteliğin sahipleri tarafından çok ama çok dikkatli bir şekilde korunması gerekmektedir.
Tabanda ve ittifakı oluşturan parti liderlerinde var olan bu birlik ruhunun ve bu ruhun geleceğine olan inancın maalesef ki her iki partinin de bazı siyaset adamlarında olmadığını görmek biz sade vatandaşlar için gerçekten üzüntü verecek bir hale dönüşmektedir. (YÜCE ALLAH’a şükürler olsun ki bu kişilerin sayısı yeterince fazla değil.)
Bazı AK Partili yetkililer, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin samimi olmadığını yaymaktalar. Bu erken seçim fikrinin aslında bir tuzak olduğunu, ilk partili Cumhurbaşkanı seçiminde yani 24 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı seçiminde gerekli desteği vermemek için el altından çalışma yaptırdığını söylemekteler.
Kıymetli dostlarım bu dedikodular mutlaka sizin de kulağınıza geliyordur. Bu tip dedikoduları yayanlara siz sadece şunları söyleyin. Cumhuriyet Halk Partisi'nin eski yargıtay başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun ortaya attığı Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 katılım gerekir tezine sahip çıkıp uygulamaya koymak için çalışma başlatması üzerine sayın Devlet Bahçeli hiç bir kârı olmadığı halde dönemin egemen güçlerinin düşmanlığını göze alarak meclisteki toplantılara katılıp Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayan kişidir.
1980 darbesini yapıp Ülkücülerin idam kararını veren darbecilerin yargılanması ve ülke için birçok önemli konuda reformlar getiren referanduma destek vererek çıkmasını sağlayan da yine aynı kişi yani sayın Devlet Bahçeli değil midir?
hdp’nin dışarıdan destekleyeceği Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin oluşturacağı koalisyonda kendisine sunulan başbakanlığı bir saniye bile düşünmeden elinin tersiyle iten yine aynı kişidir, yani sayın Devlet Bahçelidir.
15 Temmuz darbe girişiminde henüz neyin ne olduğu belli bile değilken tüm gücümüzle hükümetin yanındayız diyerek darbenin bastırılmasında önemli etken olan Ülkücü gençliğin sokağa çıkmasını sağlayan da tabiki aynı kişiydi.(Milliyetçi Hareket Partisi'nin ak saçlı bilge lideri Sayın Devlet Bahçeli'ydi.)
Yakın tarihte ise koalisyon hükümetlerinin ülkemizi emperyalist güçler için çok kolay bir hedefe dönüştüreceğini öngördüğünden kendi partisinin o an için bir Cumhurbaşkanı seçtirecek oy gücüne sahip olmadığını bildiği halde başkanlık sitemine destek vererek önce ülkem, sonra partim, sonra kendim tezini bir kez daha kanıtlayan da yine aynı bilge kişidir.
Kendisinin ve partisinin hiçbir kârı olmadığı halde yukarıda saydığım bunca fedakarlığı ülkesinin geleceği için yapan bir insana güvenmemek ya da başka çirkin yakıştırmaları el altından yaymak bence olsa olsa kripto fetöcü siyasetçilerin yani hainlerin gayretidir.
Aynı şekilde Milliyetçi Hareket Partisi'nin içinde görünüp sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ilgili saçma sapan şeyler söyleyen, el altından bunları yayarak kamuoyu oluşturmaya gayret eden küçük hesap adamlarının olduğunu da üzülerek görmekteyiz.
Bir de yeni bir moda türedi çıkan anket sonuçlarına göre Milliyetçi Hareket Partisi %4, %5 oy alacakmış. Hatta bazı anketlere göre bu rakamlardan bile az alacakları gösterilmekte. Ben Yüce Milletimizin kendi siyasi istikbalini ve partisinin zarar göreceğini düşünmeden ülkesi için yukarıda saydığım birçok fedakarlığı yapan Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve ak saçlı bilge liderine böyle birşeyi asla yapmayacağına inanıyorum.
Hiç değilse bir kez olsun siyaset nankördür sözünü elinin tersi ile itip Milliyetçi Hareket Partisi'nin layık olduğu oyu kendisine vereceğine düşünüyorum. YÜCE ALLAH korusun diyelim ki Milletimiz bence çok yanlış olan bir kararla böyle az bir oy verdi. O zaman da yol arkadaşlığı yapmayı düşünen bütün sorumlulara şunu söylemek isterim.
Ülkemizin darbe ve bunun gibi birçok hain saldırıya açık olduğu şu günlerde Milliyetçi Hareket Partisi'nin mecliste olup %5’e tekabul eden vekilinden ziyade ülkemizin tüm sokaklarında ülkücü gençlerin en az %50 oranında var olan hakimiyetlerinin baz alınmasını dilerim. (Sayın Devlet Bahçeli ve Ülkücü gençlik karşılık beklemeden yapmış oldukları tüm bu fedakarlıklardan dolayı bunu fazlasıyla hak etmektedirler.)
Mecliste Cumhur İttifakı'nın çoğunluğunu sağlayıp ilk partili Cumhurbaşkanı olarak da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı seçtirmek Türk İslam davasına inanmış tüm dava adamlarının boynunun borcudur.
BİR UMUTTUR YAŞAMAK
REİS SEDAT PEKER
Yorum Yazın