Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu'nun köşe yazısı
Türkiye, güneyimizde büyük bir kavga veriyor..
Bir yandan da, Trakya’dan Avrupa’ya göç dalgasının işaret fişeğini vererek, Batı’nın ahlaksızlığını dünyaya tescil ettiriyor..
Rusya ile mücadele ediyor..
İran’ı “doğru nokta”ya getirmeye çalışıyor..
ABD’nin bir oyununu bozarken, diğer oyununu da bozmanın hazırlığını yapıyor..
“Akdeniz doğalgazı” üzerinden, bir başka mücadeleyi daha, Haçlılarla yaparken..
Halkı Müslüman olan Mısır’daki darbeci Sisi’nin, hatta Suudi Arabistan veliahtının..
Bunlar ne ki..
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı’nın çelmelerine maruz kalıyor..
Böyle bir atmosferde..
Türkiye’nin birlik olması gerekmez mi?
Bir bütün olarak, mazlumların sesi olmaya çalışan Türkiye’nin “tek yürek” olduğunu gösterecek açıklamalara imza atması gerekmiyor mu?
36 askerimizi şehit eden Suriye rejiminin, şimdi pabucun pahalı olduğunu görünce..
Türk halkına sıcak mesajlar vermesindeki riyakarlığı görüp, “Esed bile yanlışından dönüyor” tespitini yaparak, herkesin akl-ı selimle hareket etmesi gereken dönemde..
Bizler ne yapıyoruz?
İP’ten başlayalım..
Kürklü ablamızı korumak için..
Onun rezilce şovunu gözlerden kaçırmak için..
Şehitler verildiği gece, tüm üst düzey yöneticileri ile..
6 saat süren toplantı yapan Cumhurbaşkanı’nın, şehit kavramının hassasiyetine uygun tavır almadığını iddia ediyoruz..
O Cumhurbaşkanı ki..
“Şehitler tepesi”ne yaptığı atıf ile, şehadet tavramını bu ülke insanlarının gündemine tekrar oturttuğu bir gündemde..
İyi Parti’nin ağır abileri, yaptıkları kirli işbirliklerinin suçluluk psikolojisi ile, İdlib’de askerimize moral olacak Cumhurbaşkanlığı makamının tartışılmazlığına zarar vermek için, sessiz şekilde kenarda bekleyen HDP’nin değirmenine su taşıyor..
Yaptığınız bir kirli ittifak..
Bari şehitler verildiği bir günde, o kirli ittifakı dağıtın..
Seçim öncesinde kol kola girdiklerinizi, kolunuzdan atın..
Ama nerde?
Üç kuruşluk makamlar uğruna.. Şehitleri istismar bunlarda..
Gazino patronlarını vitrine koyarak, milliyetçilik yapmak bunlarda..
Süslü kokonaları önlere çıkartarak, cenazeleri istismar etmek bunlarda.. Suriyeli kardeşlerimize nefret amaçlı saldırılar yapmak bunlarda..
Sorsanız..
“Müslümanız.. Elhamdülillah” diyorlar..
Sorsanız..
“PKK’nın Allah belasını versin” diyorlar..
Müslümanlığının gereğini yapıp, muhacire kucak açan Türkiye’yi, Haçlılar gibi zalimleştirmek istiyorlar..
PKK’ya, Allah’ın tokadını indirmekle kendisini görevli gören ve bunu büyük oranda da başaran Tayyip Erdoğan’ı, kendilerinin de inanmadıkları bir bel altı vuruşla, itibarsızlaştırmak istiyorlar..
Geçelim İyi Parti’yi..
“Kurtuluş Savaşı’nı veren Mustafa Kemal’in partisiyiz” diye şişinen CHP ne yapıyor?
Başka dönemlerde, siyasi eleştirilerinizi yaparsınız..
Haydi dönemleri de es geçelim..
Bu dönemde dahi..
Başka konularda eleştirirsiniz..
Ama..
Şu an İdlib’de binlerce askerimizin, arkasında Türkiye’nin güçlü sesini duymak istediği bir ortamda..
Suriye rejim askerlerinin saldırıları karşısında..
“Bize bir şey olsa bile, arkamızda Türkiye var.. Bıraktığımız hak ve adalet bayrağını, bu coğrafyada hakim kılacak Türkiye’miz var” diye düşünmelerine katkı sağlamak yerine..
Yıllar öncesinde “Afrin’de ne işimiz var” çıkışındaki hataları ortaya çıktığı halde..
Haydi İdlib’de şehitler verilmeden önceki “İdlib’de ne işimiz var” söylemini de unutmaya çalışalım..
Ama aynı söylemi, şehitlerimizin varlığına rağmen tekrarlamaya devam eden CHP..
Kime cesaret veriyor?
Kime moral oluyor?
Küçücük şüphesi olan var mı?
Kime kan desteği sağlamış olduğundan, birazcık tereddüdü olan var mı?
Türkiye’nin kararlı duruşu..
Bugün Putin’in yüzüne karşı da, Türkiye’nin haklı taleplerinin vurulacağı endişesi..
Suriye’nin zalim yöneticisi Esed’i bile karamsarlığa itip..
Son çıkış ihtimali olarak, Türk halkına sıcak mesajlar verilmesi gerektiği noktasında Esed bile, sonunu gördüğü için gerçeği kabul ettiği bir konjonktürde..
CHP’li Engin Özkoç’un, Cumhurbaşkanı’na yönelik hakaretleri, Türkiye düşmanlığının da kanıtı değilse, nedir? Türk askerleri, Cumhurbaşkanı’nın emri ile İdlib’de görev yaparken..
O Türk askerlerine, Suriye rejimi kurşun sıkarken..
CHP’lilerin, hala devam eden “İdlib’de ne işimiz var” söylemi tekrar tekrar gündeme oturtulurken..
Bakın Esed, dün hangi açıklamayı yaptı:
“Suriye, Türk halkına karşı büyük veya küçük hangi düşmanca eylemi gerçekleştirdi? Böyle bir şey yok. Suriye-Türkiye evlilikleri, aileleri var, hayati öneme sahip ortak çıkarlar var. Kültürlerin birbirleriyle iç içe olması geçmişe dayanıyor, bu nedenle Türk halkıyla bizim aramızda ciddi görüş ayrılıkları olması mantıklı değil.”
Devam ediyor Esed:
“Tabii ki Türklerden bahsederken kardeş halk gibi bahsediyoruz. Şimdi Türk halkına soruyorum; Suriye’yle sorununuz ne? Uğruna Türk vatandaşlarının ölmek zorunda olduğu ne gibi bir sorun var?”
Esed’e verilecek çok cevabımız var..
Suriye halkı ile bir derdimiz olmadığı kesin.. 4 milyon Suriyeliye, Türkiye’de bakmamızdan bu anlaşılıyor.. Bizim Suriye halkı ile bir derdimiz olsa, bugün hâlâ 4 milyon Suriyeli, huzur içinde nasıl Türkiye’de yaşar? Türkiye içindeki İP’li ırkçıların, CHP’li ümmet düşmanlarının provokatörce söylemlerine rağmen.. Erdoğan iktidarı, 4 milyon Suriyeli, Türkiye’de ağırlamaya devam ederek, Suriye halkı ile hiçbir sorunu olmadığını ispatlıyor..
Ya Esed?
Esed, Türkiye halkı ile sorunu olmadığını söyleyebilir mi?
Türkiye’deki CHP kafası ile işbirliği yaparak..
Kendisi Suriye’nin seçimsiz devlet başkanlığını sürdürürken..
Türkiye’de nerede ise iki yılda bir seçim yaparak iktidarını sürekli güçlendiren Erdoğan’ı devirmeye kalkıştığını, gözlerden kaçırabilir mi?
Her şey, Türk halkının gözünün önünde cereyan ediyor..
Dünün Aydınlık’çıları, nasıl ki MİT mensuplarını deşifre ederek, hainliğe imza atıyorlardı ise..
Bugün, onların kalıntıları da..
Sözde milliyetçi, İP’liler ile aynı ihanete imza atıyorlar..
HDP de..
“Sırtımızı dayadığımız PKK bitti.. Şimdi tek ümidimiz, İP’lilerle CHP’lilerin Erdoğan’a birlikte saldırması” diyerek, ellerini ovuşturuyor..
Yorum Yazın