Antalya’nın Manavgat ilçesinde bulunan Club Grand Aqua Hotel, otel ve tatil köylerinde bir dönem tesettürlü kadınlara karşı uygulanan ayrımcılığın son temsilcisi olmaya devam ediyor. Tesettürlü kadınlara koyduğu yasağı cüretkar bir şekilde savunan otel sahibi 79 yaşındaki Fetih Yılmaz Sezer, “Benim otelime gelmesinler” diyecek kadar da pervasız.
Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Çolaklı mevkiinde bulunan Club Grand Aqua Hotel, 30 yıl öncesinin Türkiye’sinden kalma skandal bir ayrımcılığı uygulamayı sürdürüyor. Havuzlara haşemalı bayanların girmesini engelleyen otel yönetimi, bu yasağı başka bir skandalla savunarak “prensip gereği tesettürlü bayanların otellerine gelmesini istemediklerini” açıkladı.
HER SÖZÜ AYRI SKANDAL
Konuyla ilgili bir okurumuzun şikayeti üzerine aradığımız Club Grand Aqua Otel Yönetim Kurulu Başkanı Fetih Yılmaz Sezer, hem cahilliğini hem de tesettürlü kadınlara bakışını gözler önüne serdi. Tesettürlü bayanların otellerine gelmemesini isteyen Sezer, “O havuzlar yeri geliyor asitle yeri geliyor klorla temizleniyor. Haşemalı bayanlar ise bütün gün haşemalı olarak gezdikten sonra yıkanmadan havuza giriyor. Diğer türlü olsa yıkanarak havuza girecekti. Havuza girmeden mutlaka yıkanmalıdır. Müşterilerimiz değişik bakıyor. Tesettürlü otel var gitsin orada girsin” diyerek pervasızlıkta sınır tanımadı.
MÜŞTERİ İSTEMİYORMUŞ!
Muhabirimize yaptığı açıklamada mesnetsiz ifadelerini sürdüren Sezer, “müşteriler rahatsız oldu” diyerek, kendi sözleriyle de çelişti. Sezer, “Kendi kinlerini boşu boşuna sizin kanalınız aracılığıyla başka tarafa çekmek suretiyle kullanmak istemiyorlar. Düşünün, o havuzlara 5 tane 10 tane haşemalı ya gelir ya gelmez. Yabancı turistler rahatsız olduğu için değil, bizim kendi prensibimiz bu. Tabi giremez. Bu işlerle, öyle basit olay ki bunlar. Bunun ne turizmle, ne hürriyetle ilgisi var Müşteri rahatsız oluyorsa ben ne yapayım kardeşim. Ayrı bir haşema havuzum yok ki. Yanlışsam yanlışsın deyin” dedi.
AVRUPALILAR GELECEKMİŞ
Tesettürlüleri ve Türkleri aşağılayan çirkin ifadeler de kullanan Fetih Yılmaz Sezer, şunları söyledi: “Türk insanı ben buraya 200 lira verdim diyor. Bunu nasıl çıkartırım onun peşine düşüyor. Otelimizde kendi müşterimiz, kendi halkımız çoğaldığı zaman atılan yiyecek 5-6 bidon oluyor. Avrupalı olduğu zaman 1 bidon olmuyor. İnsan altyapısı ve eğitimi anlaşılıyor. Bizde bu eğitime gerekli değeri vermeye çalışıyoruz. Olay budur. Benim tavsiyem bunların maşası olmayın”
Faşizm burada
Bir süredir yeni provokasyonlar sahneye koyulup “kıyafetime dokunma” adıyla sokak eylemleri yapılırken Manavgat’taki skandal, “tesettürlülere yönelik” ayrımcılığın bazı kesimlerde hala sürdüğünü ortaya koydu. Bu faşist uygulama normal bir uygulamaymış gibi sessizlikle karşılanıyor.
HACIYMIŞ
79 yaşında olduğunu belirten, kendisinin eşinin ve kızının da hacı olduğunu savunarak 28 Şubat dönemlerinden kalma trajikomik açıklamaların bir benzerini sergileyen Fetih Yılmza Sezer, “Biz yaptığımız işi bilinçli yapıyoruz. Müslümanlığın ne olduğunu ve daha fazlasını biliyorum. Bizim kendi vatandaşımızın bizdeki konaklama süresi senede bir aydır. Oysa ki bir Alman grup şubat ayında gelirken Kasım ayı sonuna kadar kalıyor. Sadece Avrupalılara açık olarak hareket ettik. Müşterilerimiz Avrupalı olduğu için müşterilerimizin rahatsız olmasını istemiyoruz” dedi.
Yorum Yazın