NATO'nun raporuna giren ve onlarca ülkenin satın almak için kuyruğa girdiği Türk SİHA'ları, işgalci İsrail İç Güvenlik sitesinde incelendi. 2023'te tamamlanması planlanan projenin incelendiği yazıda Türk SİHA'larının gücüne vurgu yapıldı.
Türk İHA/SİHA'ları dünya gündeminde giderek parlarken, bu sefer de İsrail İç Güvenlik Sitesi'nin radarına takıldı. İsrail sitesinin yanı sıra bir analiz de Conn Hallinan'dan geldi.
İsrail İç Güvenlik Sitesi'nin Forbes.com'a dayandırdığı yazısına göre Türkiye, büyük, yüksekten uçan, bomba yüklü olanlarından, çok küçük, alçaktan uçanlara kadar çeşitli ölümcül silahlı insansız hava araçları geliştiren, dünyanın önde gelen drone üreticilerinden birisi.
"Bir Türk insansız hava aracı üreticisi olan BAYKAR, ülkenin ilk savaş drone'u olmasını umduğu şeyin, kavramsal tasarım aşamasına geçtiğimiz günlerde başladı" diyen yazı şöyle devam ediyor: Özel sektöre ait şirket, kavramsal tasarım aşamasını 2023 yılına kadar tamamlayacak.
Planlanan drone, 40 bin fit operasyonel yükseklikte uçacak. Yapay zeka destekli uçak, beş saat görev yapabilecek ve bir uydu iletişim veri ağına bağlanacak.
Savaş uçağının 0.8 Mach seyir hızına ulaşması ve maksimum 1 ton mühimmat taşıması bekleniyor. Yakın hava desteği, stratejik saldırı, düşman hava savunma sistemi saldırısı ve füze saldırı görevlerinde kullanılacak.
C4isrnet.com'a göre, BAYKAR'ın programı, Türkiye'nin yeni nesil avcı uçağı gereksinimleri konusunda belirsizliklerle karşı karşıya olduğu bir dönemde geliyor. ABD, Türkiye’nin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemini satın almasını gerekçe göstererek Türkiye’nin F-35’i üreten Müşterek Taarruz Uçağı programındaki ortaklığını askıya aldı.
Türkiye aynı zamanda TF-X adlı yerli bir savaş uçağı programı yürütüyor ancak bu iddialı proje şu aşamada teknolojik engellerin üstesinden gelmekle meşgul.
'EN SON TEKNOLOJİK ATILIM'
Foreign Policy in Focus'tan Conn Hallinan analiz yazısında, "Ermenistan ile Azerbaycan arasında Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde çıkan son savaşın ardından, drone savaşı askeri teknolojideki en son atılımı temsil ediyor.
"Bu teknoloji zırhlı araçları modası geçmiş hale getiren, sofistike uçaksavar sistemlerini bozan bir 'sihirli mermi' olarak karşımıza çıkıyor" dedi. Hallinan şunları söyledi:
Drone'ların bir savaş alanını değiştirme gücüne sahip olduğu kesin. Azerbaycan’ın insansız hava araçları - çoğunlukla Türk Bayraktar TB2'ler ve İsrail Harpileri, Orbiter-1K'lar ve Haroplar - Ermeni tankları ve zırhlı araçların yanı sıra, uçaksavar sistemlerini de büyük ölçüde dağıttı.
Türk droneları ayrıca, Azeri topçularının Ermenilerin mevzilerini hedef almasına da yardım etti ancak Azerbaycanlılar son savaşı karada kazandılar.
'RUS SİSTEMLERİNİ DAĞITTI'
Türkiye, Suriye, Irak ve Libya'da insansız hava araçlarını yaygın bir şekilde kullandı ve yine savaş alanında kilit rol oynadı. Dronlar kesinlikle herhangi bir ordu için sorun yaratır. Birincisi, fark edilmeleri çok zor. Çoğu, Kevlar gibi metal olmayan maddelerden oluşur ve küçük motorları pillerle çalıştığı için düşük ısı imzalarına sahiptirler.
İkincisi, Radar ve kızılötesi detektörler tarafından fark edilmezler. Dronlar ayrıca Ermenistan’ın Rus yapımı S-300 hava savunma sistemine ve diğer birkaç kısa ve orta menzilli sisteme zarar verdi.
Görünüşe göre insansız hava araçları vurana kadar tespit edilememiş, bu da Ermenistan’ın uçaksavar sistemini ortadan kaldırıyor. Dağlık Karabağ'da Pantsir hava savunma sistemleri yok edildi. Türk insansız hava araçları, Rusya tersini iddia etse de Libya'daki Pantsir'leri de imha etmişti.
NATO'NUN 'BAYRAKTAR' RAPORU
NATO'nun bünyesinde JAPCC'nın hazırladığı Offensive Counter-Air Operations raporunda, Bayraktar TB2'nin yeteneklerinden bahsetti. Müşterek Hava Gücü Mükemmeliyet Merkezi (JAPCC), Türk SİHA'larına "İnsansız Hava Araçlarına Karşı Kapsamlı Yaklaşım" raporunda övgüler yağdırdı.
5 farklı bölümden oluşan raporda Bayraktar TB2, raporun 2'inci bölümünün "Offensive Counter-Air Operations" isimli alt başlığında ele alındı. Bu başlıkta İHA'ların ve İHA'lara karşı geliştirilen füze savunma sistemleri değerlendirildi.
PANTSIRLERE AYRI BAŞLIK AÇILDI
Makalede Rusya'nın Suriye'deki ana karargâhı Hmeymim Hava Üssü'ne yapılan drone saldırıları da ele alındı. Bu ani baskınlara karşı Moskova'nın "Pantsir"leri geliştirdiği belirtildi. Pantsirlerin ilk başta uçaklara ve helikopterlere karşı nokta korumasının yanı sıra, uzun menzilli hava savunma sistemlerinin, özellikle alçak ve çok alçak irtifalarda uçan araçların "hassas silah" saldırılarına karşı savunulması için geliştirildiği belirtilen raporda, Pantsir-S1'in küçük ve taktik İHA'larla mücadele etmede ideal bir sistem olduğu aktarıldı.
PANTSIRLER BAYRAKTAR TB2'LERİ TESPİT DAHİ EDEMEDİ
Pantsir bataryaları ile ilgili değerlendirmenin devamında Bayraktar TB2'lerden bahsedildi. NATO raporunda Bayraktar TB2'ler taktiksel İHA kullanımında "başarılı bir örnek" olarak gösterilerek, "Türkiye, İdlib'e düzenlenen Bahar Kalkanı Harekâtı’nda ilk kez SİHA'ları birincil unsur olarak kullandı.
Türkiye, buradaki çok sayıda hedefi SİHA'larla vurdu. Türk yapımı bu SİHA'lar, kara birliklerinin güvenliğini sağlamak için tanklar, hava savunma sistemleri, obüsler ve askeri üsler dahil olmak üzere çok çeşitli askeri hedefleri vurdu ve imha etti. Bu da İHA'ların Yakın Hava Desteği (CAS) konusundaki etkinliğine dair bir kanıt oldu" ifadeleri kullandı.
Suriye'deki aktif Pantsir sisteminin, bu tarz İHA'lar için ciddi bir tehlike arz ettiği ve hemen vurulması gereken bir hedef olduğu vurgulanan raporda, İdlib'deki Rus sisteminin bunu başaramadığı şu cümlelerle açıklandı:
Aktif Pantsir S-1 sistemi, İHA'lar için büyük tehlikeydi ve hemen yok edilmeliydi. Pantsir S-1'in aktif sistemi, yoğun elektronik harp önlemleri nedeniyle Bayraktar TB2'den ateşlenen küçük ve akıllı mühimmatı radar menzilinde olmasına rağmen tespit edemedi.
TÜRK İHA'LARININ NATO'YA ENTEGRASYONU MÜMKÜN MÜ?
Raporda, Bayraktar TB2'nin Suriye'de gösterdiği bu başarının, düşman saflarında hem fiziksel hem de psikolojik olarak yıkıcı bir etki bıraktığı belirtilirken, "NATO, düşman sistemlerini etkisiz hale getirmek için taktik İHA'ları kullanmayı değerlendirmeye ihtiyaç duyabilir. İHASAVAR sistemlerine karşı operasyonel etkinliği artırmak, tehditlere ve silahlı çatışmanın değişen doğasına uyum sağlamak için çıkarılacak dersler NATO'ya aktarılabilir" denildi. Bu söylemle birlikte, Türk İHA'larının NATO'ya entegrasyonu ilk kez dillendirilmiş olundu.
"BU YENİLİKÇİ FİKİRLER, NATO TARAFINDAN DEĞERLENDİRİLMELİDİR"
Raporda, Bayraktar TB2 gibi İHA'ların ve onu durdurmaya çalışan silah sistemlerinin çok hızlı bir şekilde büyüdüğü kaydedildi. Bu araçların, sahada ciddi bir güç çarpanı olduğu aktarılırken, ülkelerin bunları geliştirmeye devam edeceği bildirildi.
Raporun sonunda savaşların ortamının çok değiştiği, düşmanların yeteneklerinin hızla geliştiği ve bu iki teknolojinin de askeri rolünün görülmemiş oranda büyüdüğüne vurgu yapılarak, NATO'nun üstünlüğünü koruması için yenilikçi fikirleri hızla değerlendirmeye alması gerektiği vurgulandı.
"RUS SİSTEMLERİ BİR SAAT DAHİ DURDURAMADI"
TB2'nin oyun değiştirici rolüne, geçtiğimiz günlerde İbrahim Haskoloğlu'nun Twitch yayına katılan Haluk Bayraktar da değinmiş ve "En son Karabağ zaferinde gördük. Orada 50'den fazla hava savunma sistemi, 140 civarı tank ve 100'lerce çok namlulu roketatar SİHA'lar sayesinde imha edildi. SİHA'lar bu açıdan oyun değiştirici sistemler. Bayraktar TB2'yi bir saat dahi durduramadılar. Bayraktar TB2 her zaman havada" ifadelerini kullanmıştı.
Kaynak:yeni akit
Yorum Yazın