Türkiye'yi İsrail'e şikayet eden kimdi?

Kudüs davasında samimiyet esastır.

Kudüs günlük bir konu değildir, olamaz.
Böyle olursa, siyasi malzeme haline getirilmiş, sayılır.

Bir çok ülke Filistin’i böyle görür.
İsrail’le bir alıp veremedikleri olduğunda genellikle Filistin meselesine sarılırlar.
Ama hesap başkadır, amaç Filistin için bir şey yapmak değil, İsrail’le aralarındaki krizde, Filistin’i kullanmaktır.

Filistin iç siyasette ya da dış politikada kullanımı yasak olan bir meseledir.
Çünkü her Müslüman, bunu siyasi malzeme için kullananla, samimi davranan arasındaki farkı anında görür ve tepkisini ona göre verir.

Kudüs, korsan bir şekilde İsrail’in başkenti ilan ediliyor.
Aynı gün Gazze’de katliam yapılıyor.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, boynundaki Filistin askısıyla, çok çarpıcı Filistin mesajları verdi.

Bunu ilk kez gördük.
Umarız devamı gelir.
Çünkü Filistin davasında devamlılık esastır.

Kılıçdaroğlu seçime giderken Filistin davasına sahip çıkarmış gibi yapıp, buradan parsa toplamayı düşünüyor diyenler oldu.
Böyle bir suçlama için erken.
Eğer bu şekilde düşünmüşse, o takke orada durmaz, düşer.
Çünkü Filistin davası herkesin taşıyabileceği bir dava değildir.

2010’da referandum süreciydi.
Mavi Marmara katliamı olmuştu.
Bugün Filistin atkısıyla Filistin’i savunan Kılıçdaroğlu, o gün İsrail Televizyonunda İsrail’e dostluk mesajları veriyordu.
Tarih 6 Eylül 2010’du.

Kemal Kılıçdaroğlu İsrail Kanal 2 Televizyonundan Arad Nir’e konuşmuştu.
Türkiye’yi İsrail’e şikayet etmişti.
Mavi Marmara’dan dolayı hükümeti suçlayıp, 9 vatandaşımızı şehit eden İsrail’e neredeyse tek laf etmemişti.

O röportaj hiçbir zaman unutulmadı.
Bugün ise Filistin savunmasıyla çıktığı kürsüde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirmeye başladı.

Hem de Mavi Marmara üzerinden.
8 yıl önce yine sandığa gidilirken İsrail TV’sine röportaj verip, Mavi Marmara katliamında İsrail’i suçsuz gösterip, Türkiye’yi suçlu ilan etmişti.

Aradan geçen yıllarda İsrail özür diledi, tazminat ödedi.
Kılıçdaroğlu bugün yine bir seçim öncesi Filistin’e destek konuşmasında Mavi Marmara’yı gündeme getirip, İsrail’le diplomatik ilişkileri kesme çağrısında bulundu.

Filistin’i seçim malzemesi yapmaya kalkıyor demek istemiyorum ama eldeki veriler şaibeli.
Umarız öyle yapmıyordur.
Tekrar söylüyorum, Filistin davasında, Kudüs davasında samimiyet esastır, günlük değil kalıcı olmak esastır.

Bugüne kadar onlarca katliam oldu.
Hiç birinde böyle gür bir ses duymamıştık.
Şimdi birden bire Filistin, Kudüs diye ortaya çıkıp, buradan Erdoğan’ı eleştirmeye kalkmak, Filistin davasının kaldıracağı bir şey değildir.

Çünkü her Filistinli bilir ki, dünyada Filistin’i samimi olarak savunan tek bir lider vardır o da Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.

Şu minik hatıramla bitireyim.
2 hafta önce Kudüs’teydim.
Azzam Maraka adlı bir dostum var.
Marketinin adını Erdoğan Market yaptı diye İsrail tarafından hapse atılmıştı.
Erdoğan posterleri hala dükkanında duruyor, “korkmuyor musun, İsrail bu posterlerden dolayı seni hapse attı, ya bir daha olursa” diye sordum.
“Asıl biz Erdoğan’ı başımızın üstünde taşımazsak o zaman korkalım, Erdoğan düşerse ümmet düşer” dedi.