Enerji Bakanı Albayrak, hain darbenin yaşandığı gece Marmaris’te bombaların altında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanındaydı. O geceyi anlatan Albayrak, “Uçuş için 4 lokasyon belirledik. Cumhurbaşkanımız ‘Haydi Bismillah’ diyerek uçağa bindi” dedi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, 15 Temmuz darbe girişiminin en yakın tanığıydı. O gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte Marmaris'te olan Albayrak, yaşadıklarını anlattı:
O gece Marmaris'teydiniz. Neler düşündünüz, neler hissettiniz?
Aile oradaydı. Bir iki gün önce gelmiştik. İlk telefon Ziya Enişte'den geldi. Partiden genel sekreterimiz Abdulhamit Bey, Hasan Bey aradı. Telefonlar geldikçe olayın ciddiyeti ortaya çıkmaya başladı. Cumhurbaşkanımızla başka odaya geçtik. Cumhurbaşkanımız meseleye vaziyet etme noktasında süreci başlattı.
O odada ilk ne konuşuldu?
İlk olarak darbe girişimi diye algılanacak durum söz konusu değildi. Farklı kesimlerden uyarılar geliyordu. Cumhurbaşkanımız; Başbakan, Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı'nı aradı. İlk ulaştığımız Başbakan oldu. Devam eden süreçte farklı kamu yöneticileriyle iletişime geçmeye başladık. Onlarla, tüm Türkiye'den gelen haberleri takip etmeye başladık. (Ne zaman darbe girişimi olduğu anladınız?) Saat 21.30-22.00 civarında.
Cumhurbaşkanı'nın ruh hali nasıldı?
Bahsettiğimiz insan Türkiye'nin kaderini, sıkıntılarını büyük liderlikle yöneten Türkiye'nin gelmiş geçmiş en tecrübeli siyasetçisi. Liderlikleri krizlerde görüyorsunuz. 2006 Danıştay kriziyle başlayan hep başka versiyonla tezahür eden darbelerle muhatap olmuş bir liderlikten, iktidardan söz ediyoruz. Cumhurbaşkanımız gayet sakin, kontrollü bir şekilde yürüttü. Abdestini aldı, iki rekât namaz kıldı, Bismillah diyerek süreci başlattı.
Tarihi anlarda zihninde kazınan bir söz vardır...
Hadi Bismillah deyip helikoptere yürümemiz hafızamdaki önemli bir görüntü. 3 helikopter keşif için üzerimizde dolaşıyordu. Sonra biz o aksiyonu aldık. Hasan Doğan Bey de büyük kahramanlık gösterdi. Onlarla alternatif süreçleri, karayolu, uçakla gidilecek alternatifleri değerlendirdik.
İstanbul olmasaydı nereye gidilecekti?
Dört yere alternatif oluşturduk. Aydın, Dalaman, Bodrum ve İzmir. İzmir Emniyet müdürü hazırlıklarını yaptı. Helikopterle uçakların olduğu yeri son saniyeye kadar söylemedik. Uçak kalktıktan sonra Cumhurbaşkanımız kendi karar verdi. Uçağa bininceye kadar nereye gidileceği bilinmiyordu. Hayalet bir şekilde İstanbul'a ulaştık. Yanımızda hanımlar, çocuklar vardı. Bizler benzeri iklimlerde büyüdük. Tarihi açıdan geriye dönüp bakıldığında uzun yıllar unutulmayacak bir olaydır.
MİLLETİMİZE NE KADAR TEŞEKKÜR ETSEK AZDIR
Darbe girişimi olduğu anlaşıldığında Cumhurbaşkanı'nın ilk tepkisi ne oldu?
Gayet kontrollü, ciddi bir şekilde meseleyi ele aldı. Aynı güçlü duruşla sürdürdü. Uçaktaki telefondan kuleyle ilgili süreçler, uçağın güvenli indirilmesi, zırhlı birliklerle güvenli şekilde ulaşmamız, hiçbir korkuya kapılmadan bu süreç de yönetildi. Devlet konuk evinde de kriz merkezi oluşturuldu. Ne 27 Mayıs, ne 12 Mart muhtırası, 12 Eylül'de halka böyle zulüm eden bir böyle bir darbe olmadı. Bu görüntüleri görüp de kalbinde zerre vicdan olup da tüyleri diken diken olmayacak yok. Bu bir ihanet projesidir. Milletimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Bizler siyasiler olarak bize verilen bu yükü milletimize hizmet noktasında elimizden geleni yapacağız. 15 Temmuz'un bir daha yaşanmaması için ne tür tedbirler gerekiyorsa elimizden geldiğince daha fazla çalışarak mücadeleye devam edeceğiz.
Yorum Yazın