Fuat Uğur'un köşe yazısı
İstanbullunun yüzde 80’ine yakını sokağa çıkmıyor ve ulaşım araçlarını kullanmıyorsa, işine gitmek durumunda kalan insanları balık istifi seyahat ettirmenin adı nedir?
Salgına davetiye çıkarmak.
Siyasi ve sinsi niyetini anlamadığımızı mı sanıyorsun?
Delilli belgeli ispat edilmiş ki İstanbulluların sosyal mesafeyi koruyarak ulaşım araçlarında seyahat etmek zorunda oldukları açıklanır açıklanmaz, 30 hattı birden iptal ettin ve otobüslerle metrobüsleri garajlara çektin!
Bunun adı İstanbul’un salgından kırılmasını istemek değil de nedir?
Sonra Kâğıthane-Kabataş seferini yapan otobüsün balık istifi görüntüsü yayınlanınca peş peşe iftira atıyorsun yanındaki trolle birlikte.
29 Mart Pazar günü sabahı saat 06.30’da, ilk durak olan Fazilet durağından organize olarak 47 kişinin bindiğini söylüyor, ardından "Organize kötülük, izlerken kanım dondu, beni başarısız göstermek istiyorlar” diye ekliyorsun.
Yalanlarını Sabah yazarı Kenan Kıran haberleriyle ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıklamalarıyla DELİLLİ İSPATLI olarak, görüntülerle, Akbil kayıtlarıyla, otobüste olanların telefon konuşmaları dökümleriyle, hangi duraktan kaç kişinin bindiğinin belgesiyle; suratınıza vurdu.
Organize kötülük mü? Aynaya bakın.
Yalan-1:
İlk duraktan 47 kişi değil yalnızca üç kişi bindi.
Yalan-2:
Otobüsün insanların balık istifi seyahat ettiği anın görüntüsü Kâğıthane Fazilet durağından sonraki 16. Durak olan Harmantepe durağına ait. Oradan 13 kişi biniyor.
Yalan-3:
Telefon kayıtlarına bakıldı. Otobüsteki hiç kimse birbiriyle irtibatlı değil. Yolcuların tamamına yakını güvenlikçi, çaycı, temizlik görevlisi, aşçı, soğutmacı, hasta hizmetlisi, bulaşıkçı, garson, depocu vb. işlerde çalışan emekçiler.
Yalan-4:
Aynı hatta geçen hafta yalnızca bir kişinin seyahat ettiği de yalan. Görüntüler ve akbil kayıtları ortada. Sayılar üç aşağı beş yukarı aynı.
Yalan-5:
29 Mart Pazar günü görev yapan 146 No’lu Boğazköy-Bakırköy hattında çalışan otobüse 2 duraktan 41 yolcunun otobüse bindiği iddiası da yalan. Yalnızca 21 yolcunun bindiği tespit edildi!
Çömez yalana doymuyor, isimlerin fake olduğunu söylüyor, ispat edilince özür diliyor, sonra da hem önceki yazdığını, hem de özür açıklamasını Twitter hesabından siliyor.
Rezillik diz boyu.
Anlamazsın ama yanındaki troll’e sor, onun ağababaları bilir objektif ve subjektif niyet kavramlarını.
Eğer subjektif (öznel-kişisel) olarak niyetin “İstanbul’da salgın bu yolla daha fazla yayılsın, hükûmet bu yolla yıpransın, Erdoğan itibarsızlaşsın, sonunda benim istediğim gibi sokağa çıkma yasağı ilan etsin ve bu ortamda terör örgütleri ve FETÖ’cüler sokaklara hâkim olup fink atsın” düşüncesi değilse bile bu yaptıkların OBJEKTİF (nesnel anlamda) olarak tam da buna hizmet etmekte...
Bunları yazdım.
Yazdım, çünkü canımızı dişimize takmışız milletçe mücadele veriyoruz. Hem ülkem ve milletim adına endişeleniyorum.
Yazdım, çünkü kendim ve çocuklarımız adına kaygılıyım.
Benimle birlikte, Ersoy Dede ve Murat Çiçek hakkında suç duyurusunda bulunmuşsun. Bir yıl hapisle cezalandırılmamızı istiyormuşsun fikrimizi yazdığımız için. Tabii sen devletin istihbarat elemanını yasaya aykırı biçimde deşifre eden OdaTV elemanları için özgürlük istersin ama senin hakkında fikirlerini söyleyenlerin hapse atılmasını isteyecek kadar da demokratsın!..
Gerekçende bile yazıp söylediklerimizi utanıp sıkılmadan çarpıtmışsın. Senin sokağa çıkma talebini terör eylemi olarak lanse ediyormuşuz.
Mitomanin yoksa söylediğimi tekrar ediyorum.
Ulaşımda sosyal mesafe hayati önemde. Bir sıra boş, bir sıra dolu yöntemi.
Sen ise hatları iptal ediyorsun inadına.
Evet, İstanbulluları balık istifi gibi seyahat ettirmenin adı salgına davetiye çıkarmaktır. Bu yol kaosa hizmettir ve aportta bekleyen terör örgütlerine de davetiye çıkarmak demektir.
“Kötü bir amacımız varmış gibi gösteriliyor” demekte suç duyurusunda.
Bırak amacı filan. Sanıyorsun ki yapmak istediklerini yalnızca kendin biliyorsun.
Senden bir şey isteyen de yok. Devlet yolu da yapıyor kolileri de dağıtıyor zaten.
Özür dile ve iptal ettiğin hatları yeniden aç.
Otobüsü de metroyu da kullanan bir vatandaş olarak iki cihanda iki elim yakanda, bilesin.
Çünkü virüsten ölen ve bundan sonra da hayatını kaybedecek İstanbullunun sorumlusu sensin.
Yalnızca sen!
Yorum Yazın