BERCAN TUTAR'ın köşe yazısı
Yamalı bohçayı andıran Suriye siyasi haritasında YPG, DEAŞ ve Tahrir'üş Şam gibi örgütlerin kontrolündeki parçaların teker teker söküleceği bir döneme giriyoruz.
Aslında Türkiye, terör örgütü YPG yamasını sökmeye şubatta El Bab alındıktan sonra ÖSO güçlerinin Menbiç'e yönelmesiyle başlamıştı.
Fakat ABD mevzilere kendi bayrağını çekerek terör örgütünü kurtardı.
Türkiye martta Afrin'e yönelince oraya da Ruslar kalkan olmuştu.
Ateşkesi kontrol bahanesiyle Afrin'e askeri birlik gönderdiler.
Ancak geldiğimiz süreçte PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan YPG'nin güvendiğidağlara artık kar yağıyor.
Bugün YPG, 'Rojava projesi'nden sonra ABD destekli 'Kuzey Suriye' projesinin de çökmeye başlamasının travması içinde.
YPG'lileri "ABD'nin onları terk etmesi korkusu" sardı.
Süryani Askeri Konseyi üyelerinden Macer Gifford, "SDG ile birlikte savaşıyoruz.
Fakat Kürtler ABD'ye çok güvenmesin" diyerek ABD-YPG arasındaki geçici ve taktik amaçlı özel ittifakın artık sonuna gelindiğini ilan ediyor.
***
Burada YPG için geri sayımın en önemli işareti ise ABD'nin Deyr'ez Zor kentini, omurgasını YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yerine 100 binkişilik rejim gücüne teslim etmeye karar vermesidir.
ABD'nin stratejik Deyr'ez Zor'u Şam'a bırakma hamlesi YPG'de adeta soğuk duş etkisi yarattı.
Böylece YPG'nin Suriye'de sadece hâkimiyet alanı değil pazarlık payı ve işlevselliği de çok zayıflayacak.
Çünkü YPG, Deyr'ez Zor operasyonu iptal edildiği için altı hafta süre biçilenRakka'nın alınmasından sonra raf ömrünün biteceğinin çok iyi farkında.
***
Özellikle Şam, Tahran ve Moskova'nın İdlib, Tel Rifat ve Afrin için Türkiye'ye her an yeşil ışık yakma ihtimali YPG saflarında alarma yol açmış durumda.
Zaten İran-Türkiye yakınlaşması 'Şam ve Tahran'ın Suriye'de YPG'yi müttefikolarak görme döneminin de sonu' olarak okunuyor. Herkes DEAŞ sonrasıSuriye tablosunda ABD'nin sahadaki kurşun askeri YPG'ye bir gelecek veya bir garanti vermediğinin farkında. Üstelik YPG'yi sadece DEAŞ'a karşı 'kilit partner' diye tanımlayan WP yazarı David Ignatius, bu ittifakın hem Suriye içinde hem dışında tartışmalara yol açtığının altını çiziyor.
***
Zira Ignatius bu gerçeğe 23 Mayıs 2016'daki Kobani ve Ankara ziyaretlerinde de işaret etmişti.
Davos moderatörü, bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye'yi karşısına almak istemeyen ABD'nin PYD/YPG politikasını eninde sonunda değiştirmek zorunda kalacağını 'hayıflanarak' vurgulamıştı. Batı medyasında ise şu an 'ABD bir kez daha Kürtleri kullanıp bir kenara atacak' tezi revaçta. Nitekim haziranda ABD'nin Suriye'deki son elçisi Robert Ford boşuna, "Suriyeli Kürtler ABD'ye güvenerek en büyük hatalarını yaptı. Bunun bedelini ağır ödeyecekler" uyarısında bulunmamıştı.
Gerçekten de Esad güçleri Deyr'ez Zor'dan sonra Kobani, Kamışlı veyaHaseke'ye ilerlediğinde ABD askerleri YPG'lileri asla savunmayacaktır.
Zaman bize bunu misliyle gösterecek!
Yorum Yazın